11 Mart 2012 Pazar

EĞİTİM VE DERSHANECİLİK NEDİR

EĞİTİM -ÖĞRETİM SİSTEMİMİZ ÇÖKTÜMÜ?
Değerli Frekans Okurlarım bizim öğrenciliğimiz 50 li 60 lı yıllarda ve öncesinde Türkiyede ne dershane vardı ne özel okulculuk vardı nede özel ders veren öğretmenler vardı. Bizler okuduğumuz yıllarda bilinen sözle öğretmene eti senin kemiği benim denilerek teslim edilirken öylesine sıkı ve sert disiplin kurallarıyla yetiştirildik sağa baktın suç sola baktın suç sayılırdı okulda yediğimiz dayaklar deyim uygunsa Tuna’ya köprü olurdu. İşte bu şartlarda ve o dönemlerde okuyanlar ya tam okur yada okulu bırakır bir ustanın yada zanaatkar yanında alaylıdan meslek öğrenirlerdi. Tabii her sosyal meslek için önce “çırak” sonra “kalfa” sonrada “usta” olunurdu. Okuyanlar arasındaki bu nesillerden bugünkü profesörler doktorlar pilotlar öğretmenler subaylar mimarlar mühendisler vb yüzlerce binlerce insanlarımız yetişmiştir.
Bizim zamanımızda TV Atari Play Station Notebook vs yoktu ama eğitim hayatımızda her türlü oyuna da vakit bulur mahallede bilinen her türlü çocuk ve gençlik oyunlarımızı da oynar çocukluğumuzu yaşardık. Uçurtma uçururduk körebe saklambaç yakan top uzun eşek misket zıpzıp istop vs hep bilinen oyunlardı. Bizim okuduğumuz yıllarda öğrenimin yanı sıra en önemlisi “Eğitim” de vardı. Okullar önce “Eğitim” sonrada “Öğrenim” yapılan kurumlardı. Yani bizim zamanımızda ünlü komedi ustası Cem Yılmaz’ın dediği gibi “EĞİTİM ŞART” felsefesinden hareketle her zaman her yerde eğitilirdik. Milli Bayramlar bambaşka bir coşku içinde kutlanırken Atatürk Vatan Millet Bayrak sevgisiyle büyütülür eğitilir yetiştirildik desem yalan olmaz. Son olarak okuyan okumayan olarak kutsal asker ocağında piştik böylece bugünkü yaşamda bizim kuşaklar adam gibi adam olduk. Özetle biz acılı kuşaktık ama bizden öncekiler belki de daha da acılı kuşaklardı ama hep mutlu olduk çocukluğumuzu gençliğimizi yaşadık oysa şimdikiler öylemi tartışılıyor.
Günümüzde ise her dereceli okullarda öğrenciler eğitim yerine öğretime odaklanmışlar bütün amaç öğrenmek ve üniversite sınavında başarılı olmak için kurgulanmış. Eğitim ise sıfır hemen hemen hiç yok ne disiplin kalmış nede eğitim adına verilen terbiye özelliklede “ağaç yaş iken eğitilir” denilen İlköğretim okullarımızda tam bir belirsizlik hakim öğretmenler sözüm ona dersi anlatıp görevimi yaptım derken okulda yada sınıfta eğitim nasıl olur hiç düşünmüyorlar ben görevimi yaptım diyerek çekip gidiyorlar. İdareciler bıkkın ve her gün değişen yönetmeliklerden dolayı şanssız. Şimdikilerin şanslı mı şanssız mı olduklarını anlamadım daha çocukluklarını yaşayamadan SBS ile tanışıyorlar ve çok erken yaşlarda sınav yarışına başlıyorlar. Yapılan araştırmalar dershaneye gitme yaşının çok düştüğünü belirtiyor.
SBS yılları geçtikten bir kaç sene sonra bu kez daha büyük bir yarış başlıyor, ÖSS. ÖSS’de geçtikten birkaç sene sonra da bu kez KPSS. Bu tabloyu kısaca özetlersek; 10 ile 30 yaş arası insanlarımız her türlü dershaneye bağımlı hale getirilmiş durumda. Fethiye’de ailesi fakir olduğu için dershane parası bulamayan bir öğrenci nasıl intihar ettiği hala akıllardadır. Çocuklar çocukluklarını yaşayamıyor yetişkinler en üretken çağlarında KPSS ile uğraşıyorlar. Hayat üniversitesinden mezun olamıyorlar.Bu durum insanımızın psikolojisini alt üst etmekten başka hiçbir işe yaramıyor. Bu ara basında çok fazla duyduğumuz bir başka haberlerde yine sınav stresinden dolayı medyada intihara kalkışanlar bu durumun bir sonucu.
Milyarlarca rantın döndüğü neredeyse her yerde mantar gibi biten Eğitim ve Öğretim yuvası olması gereken dershaneler maalesef birer ticarethaneye dönüşmüş durumda. Üstelik açılan onlarca “Dershane” kimin nesidir kimin fesidir nasıl eğitim veriyor denetlemesi nasıl yapılıyor sahibi hangi siyasi görüştedir belli olmadan en önemlisi resmi okullar gibi asla denetlenmediklerinden dertleri sadece para kazanmak olmaktadır. Dershane adıyla işletilen ticarethanelerden okul öğretmenleri arasında ayrımcılıklar olmakta ve okulda dershane ile gizli anlaşması olanlar tarafından öğrenciler dershanelere yönlendirilmektedir. O halde okullar niye var? Bu durumun yaşanmasının en büyük nedeni ise eğitim sistemindeki değişik türde okullar olduğundandır. Anadolu liseleri, Fen liseleri, kolejler, İmam hatipler meslek liseleri normal okullar özel okullar ise ayrı bir sorundur.Çocuklukta SBS, gençlikte ÖSS’ye giren öğrencilerin büyük bir bölümü, bu kez yetişkinlik yıllarında ise KPSS’ye girecektir. KPSS’ye giren adayların büyük bir bölümü ise öğretmen adaylarıdır. Ayrıca her dereceli Memur olmak isteyenler de KPSS’ye girmektedirler. Sistem öyle çarpık işlemektedir ki, öğretmenlikte bazı bölümlerde KPSS’de 100 tam puan alsalar dahi atamaları olmamaktadır. Aslında onların önünde büyük bir belirsizlik vardır. Milli Eğitim Bakanlığı hangi branşlardan alım yapacağını önceden açıklarsa, bu insanlarımız en azından koskoca bir senesini sınava harcamayacak ve başka bir alana yönelebilecektir.
Bizim eğitim sistemimiz gençlerimizi psikolojik bir baskı altına sokmakta, onları ölüme ve intihara sürüklemektedir. Yine medyadan öğrendiğimize göre KPSS’den dolayı genç bir öğretmen intihar etmişti. Yıllardır yapılan tüm yanlış uygulamalardan vazgeçelim. Milli Eğitim Bakanımız en büyük kaynağın eğitime harcandığını söylüyor. Kuşkusuz fiziki alt yapıya, dersliklere, yeni okullara ihtiyacımız var. Ancak bunlardan daha önemli olan kaliteli Eğitim ve Öğretim gibi ihtiyaçlara öncelik verilmeli. İhtiyaçlar önceliklere göre halledilmeli. Bugün İlçemizde de sayısı beş altıya çıkan dershaneler bana kızacaklar darılacaklar ama yine de son sözüm “Dershaneler” artık ticarethane olmaktan çıkarılmalı mademki bir yıl içinde çok iddialı ve başarılı oluyorlarsa derhal resmi özel okullara dönüştürülsünler böylece gerçek görevlerini yapsınlar diyorum. Bu vesile ile Ailelere evlatlarının eğitiminde çok önemli görevler düştüğünü belirtiyorum. Trilyonlarca rantın döndüğü Dersanecilik olayı ülkede bitmeli yerine resmi okullar açılmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder